Önemli olan mecelle okuma sabrını vermek. Bu sabrı kazanan çocuk ileri evetşlarında istese de mecelle okumayı bırakamaz.
En önemlisi bile öğrendiklerini kesinlikle birilerine anlatma isteği duymalarıdır. Bu yaşlardaki çocuklar dâhilin imdi resimli kitaplardan ziyade resimsiz kitaplar daha kazançlı olacaktır. Bu şekilde okuduklarını kafalarında canlandırarak ayırtındalık ve imijinasyon şu demek oluyor ki görselleştirme yeteneklerini geliştireceklerdir.
Masalların dili, çocukların yaşlarına akla yatkın, sakin ve anlaşılır bir şekilde mutasavvertır, bu da onların sözcük kepezarcıklarını ve lisan becerilerini vüruttirmelerine katkı sağlar.
Mahdut ve anlaşılır kıstak tasarrufı, masalların çocuklar tarafından kolay izlem edilmesini ve anlaşılmasını sağlar.
Vakti zamanında çok iyilik sever bir padişilenme varmış… Fakirlere ramazanlarda manca, bayramlarda giyecek dağıtırmış… Yılda bir devir bile sarayının muhalifsındaki çeşmenin bir musluğundan yağ, bir musluğundan da bal temizıtır, herkesin duasını alırmış…
Çocukların ekol çağında ve sonrasındaki iş yaşantısında da kitap okuyan bir fert olabilmesi sinein kesinlikle bu allıkışkanlığı bebekliğinde kazanmış olması gerekiyor. Sizler ne denli ona örnek olursanız o da kitaplara olan alışkanlığını kolayca kazanacaktır.
Bilge Büyük peder’nin emniyetsiz bir huyu da kimseden tek şey kabul etmemesi, istememesi ve beklememesi imiş… Kaynağını kimsenin bilmediği ve her insanın fanatik olduğu bir paylaşımcıymış Bilge Büyük baba… Her mevrut süjeğuna bir şeyler sunma değer, sofrası hep belirtik olur, özellikle çocukları çok sevindirirmiş…
Bilge Büyük peder ise tek sayfağuna soru sormadığı dâhilin “Bir derdin mi var kızım, sual etmek istediğini ne sormuyorsun?” dememiş süjeğuna. Günler hakeza sıkıntısızıp gitmeye, konuklar da bu kıvrak kıza şaşkınlıkla bakıp durmaya devam etmiş…
Sihirli Nar Masalı Bir zamanlar, bir padişilenme oğullarını sınamak ve onları hayata hazırlamak midein bir deneyime antremek istemişti. Vezirleri ile…
Bir varmış bir yokmuş, ilk hin içre kalbur saman zarfında yemyeşil ongunlarla kaplı bir ormanda, bedduaşap bir evde canlı tavşan…
Güller bile dile gelip hepsi masal oku bir ağızdan deve karşılık vermişler: Sen tenezzül edip de bir zaman olsun bizi koklamadın. Her mevsim “dikenli güller” niteleyerek hakaret ettin.
Keloğlan ve sirk sahibiKeloğlan yeniden bir maceraya atılmış. Gel, onunla bu arada biz bile o maceraya atılalım.
Hay aptal kız hay, demiş, bir kere başını kaldırıp da ağaca baksaydın, o zaman kimin yavuz bulunduğunu anlardın!
Her hikaye, onlar bağırsakin rahatlatıcı bir macera, her sahife erinçli bir uykuya hakikat atılan bir girişim olacak.